Van Gölü Ekspresi
Çok ilginçtir ki ilk işi bırakıp seyahate çıktığım yol bir tren yoluydu. Hatta ve hatta hayatımda ilk defa yurtdışına çıkışım da Interrail kullanarak yine tren yolu olmuştu. Daha da ilginci ise hepsinin neredeyse birkaç gün farkla yılın aynı günlerine denk gelmiş olması! Her birinde ayrı ayrı güzel vakit geçirdim ve hiç birinde kötü bir anım olmadı o yüzden çok şanslıyım. Bu sefer yine trenle yola çıkıyordum bu seferki rota ise önce Van gölü ekspresi ile önce Van sonra İran, Ermenistan ve Gürcistan şeklinde olacaktı.
Öküzlüğümden midir bilinmez ama trenleri hep çok sevmişimdir. Neyse ki bakmakla yetinmeyip binen bir öküzüm. Daha önce TransAsya treni ile İran’a gitmiştim ve bu sefer öğrendim ki o sefer artık iptal edilmiş. Hatta sanırım benimki yapılan son sefer bile olabilir, umarım tekrar olur da yine o keyifli yolculuğa çıkarız.
Van Gölü Ekspresi
Van Gölü Ekspresi ise Ankara’dan kalkıp Van’a kadar geliyor ve toplamda 24 saat sürüyor. Bize gelen yanlış bir duyum neticesinde yanımıza baya bir yemek stoklayıp gittik çünkü trende yemek olmadığı söylenmişti fakat yalan çıktı. Gayet de trende ücret karşılığı yemek veriliyor. Çok aman aman bir menü yok ama aç kalınmaz en azından :)
Dikkat edilmesi gereken bir nokta (Ocak 2017 şu an) tren direk Ankara garından kalkmıyor. Tren yolu yapım bakım ıvır zıvır çalışmalarından ötürü Irmak diye Kırıkkale’ye bağlı bir yerden kalkıyor ancak sıkıntı edilecek bir durum değil. İsterseniz kendiniz gidersiniz isterseniz de Ankara garından kalkacak olan ücretsiz otobüsler ile Irmak istasyonuna ulaşabilirsiniz. Gar – Irmak arası yaklaşık 1 saat kadar sürüyor.
Fiyat
Bilet ücreti 61 TL. Bir gecelik konaklamayı da burada yapacağınızı düşününce aslında çok komik bir rakam. Tabii ki Hindistan’da ki fiyatlarla kıyaslayacak değilim ama bence gayet uygun. Burada fiyat konusuna çok takılmayın zaten, fazla gelse de verebiliyorsanız verin derim çünkü gerçekten çok güzel bir tecrübe alıyorsunuz karşılığında.
Tren Nasıl?
Şahane! Trene bindiğinim anda o eski güzel duygular yine depreşti içimde. Özlemişim gerçekten trende olmayı ve seyahat etmeyi. Bu trende de bir ilk yaşandı ve kamera önüne geçtim! :) Aşağıdaki videoda kameraya hiç aşina olmadığımda gözlerden kaçmıyor zaten çok net bir şekilde. Nerede kaldınız, nerde yattınız, nerde yediniz gibi soruları fotoğraf ve yazı ile anlatmak yerine kısa bir video ile anlatmayı denedim aşağıdaki gibi, umarım yardımcı olur. Çok eski bir tren ama son derece temiz ve rahat.
Yol boyunca çok ciddi bir sıkıntı olmadı diyebilirim, genel olarak rahat geçti sadece 1-2 saatlik bir bölümde jeneratör arızalanınca klima çalışmadı ve ısıtma problemi yaşadık. Isıtma problemi şöyle dursun alet enteresan bir şekilde içeriyi soğutmaya başladı gecenin bir yarısı. Neyse ki öyle çok ciddi bir üşüme durumu olmadan Malatya’ya ulaştığımızda 20dk’lık bir rötar ile jeneratör değişimi yapıldı ve tekrar sıcak sıcak Van’a yolculuğumuz devam etti.
Benim önceki gidişimde tıka basa dolu olan tren bu sefer bomboştu ve sanki bizim için çalışıyor gibiydi. Biraz değişik bir duygu olsa da şahsen keşke dolu olsaydı diye düşündüm. Her ne kadar muhteşem kar manzaraları ve inanılmaz sıcak kanlı tren çalışanları olsa da daha çok insan daha çok eğlence ve daha çok paylaşım demek oluyor. Her yerde geçerli değil tabi bu durum ama gerçekten tren yolculukları muhabbet edilebilecek tanımadığınız insanlar ile çok daha keyifli oluyor, tecrübeyle sabit!
Bu tarz bir yolculukta yanınıza mutlaka alın diyebileceğim şey 3’lü priz olacak! Evet çünkü kompartımanda sadece 1 priz var ve bunu üçlemek yapabileceğiniz en mantıklı hareket olacak :) 24 saatlik yolculuk sonunda Van’a vardık ve tüm tren çalışanları ile vedalaşarak 2 haftalık yolculuğumuzun ilk durağına ulaşmış olduk.
Hiç yorum yok