LVİV : GEZİLECEK YERLER VE ALIŞVERİŞ
Lviv, son zamanlarda Ukrayna’nın en popüler şehirlerinden birisi. UNESCO’nun koruması altına girip (1998), National Geographic’in de birden çok listesinde bahsi geçmesiyle popülaritesinin hakkını vererek bugünlere gelmiş. Bir kere küçük ve yürüyerek gezmesi çok kolay. Aynı zamanda Türk Lirası karşısında hala uygun olan yakın destinasyonlardan bir tanesi olması da bize cazip gelen yönlerinden. Uygun ama gerçekten güzel olması ise işte her şeye değen tarafı!
Rynok Meydanı ( Market Square )
Lviv’in eli ayağı olan bu meydan sizi 16. yüzyıla kadar götürecek 50’den fazla ciddi güzel mimari yapıya sahip, şehrin en popüler yeri hatta kalbi. Hemen hemen her şey bu meydanda ve meydanın çevresinde gerçekleşiyor. Çeşitli aktiviteler, sokak sanatçıları, popüler mekanlar, müzeler ve daha bir çok şey bu meydanda. Sadece 1 gününüz olsa Lviv’de önce bu meydanı sonra etrafındaki sokaklardan yürüyerek gezmenizi tavsiye ederdim. Zaten tramvayın da geçtiği bir kısmı var, Taksim’e benzetmek için birebir ama kendinizi kaosun içinde ve güvensiz hissettirmiyorsunuz.
Konaklama ve yeme içme adına da iyi seçenekler sunan bu meydanı seyahatinizin başlangıç noktası olarak belirleyebilirsiniz. Kış aylarında gidecek olursanız meydandaki belediye binasının arkasına kocaman bir buz pateni pisti ile o minik kulübe şeklinde noel pazarı da kuruluyor, tam bir görsel şölen.
Lviv Belediye Binası ( Lviv Town Hall )
Gittiğiniz şehirlere kuşbakışı bakmaya seviyorsanız Lviv’de bunu gerçekleştirebileceğiniz yer tam olarak burası! Belediye binasının en üstünde bir seyir kulesi var. İlk 3 ya da 4 kat bildiğiniz belediye çalışanı ortamı, önce onların arasından okları takip ede ede kuleye çıkabileceğiniz kapıyı buluyorsunuz. Belediye binasına girer girmez asansöre binip, en azından bu kapının olduğu kata kadar asansörü kullanın sonra zaten ayaklarınıza fazlasıyla ihtiyacınız olacak çünkü neden asansör masansör yok, tırman yukarı tırman! Gerçi böyle kulelere çıkmayı seviyor ve öncelerde de tecrübe ettiyseniz yoruluyorsunuz ama ne görmeyi beklediğinize göre de değip değmediğine karar veriyorsunuz.
Rynok meydanında gördüklerinizi tepeden görmek ne kadar ilginizi çekecekse o kadar değeceğini baştan söylemeliyim. Ben sadece çatı bile görecek olsam böyle yerlere çıkmayı cidden çok seviyorum ve söyleyebilirim ki tırmandığım en yorucu ya da en zor seyir kulesi kesinlikle değildi. Mesela Brugge’da saat kulesine tırmanırken çok daha dardı, tahtaydı ve kayıp çok fena düşmüştüm yine de devam etmiştim.
Kuleye çıkış saatleri sabah 9:00, akşam 18:30 arasında ve yetişkin ücreti 30 grivna. Bileti aldığınız yerde 9 taneydi sanırım emanet dolapları var, ücretsiz. Üstünde anahtarları var, eşyalarınızı koyup kilitleyip asıl merdiven tırmanışına öyle geçebilirsiniz. Yalnız dolaplar öyle çok büyük değil ama normal boyutlardaki sırt çantanızı koymak için ideal. Makinenizi, telefonunuzu alıp çıkmanızı tavsiye ederim. Bir de suyunuz yoksa belediye binasının girişinde, asansörün karşısında su sebili vardı, oradan içebilirsiniz 🙂
Lviv Opera Binası ( Lviv Opera House)
Şehrin en görkemli yapılarından biri olan opera binasına dair benim de söyleyeceklerim var elbette ama önce bir itirafta bulunayım, biz burayı ilk 2 gün boyunca hiç görmedik! Nasıl dikkatimizi çekmemiş ya da o sırada ilgimiz nasıl oraya hiç kaymamış bilmiyorum ama kendisini harita üstünden bakarak bulduk ve çok güldük. Biz kaldığımız evden yürürken hep başka yol kullandığımız için önünden geçecekken yolumuzu hep değiştirmişiz. Bazen böyle şeyler oluyor, gezme körlüğü falan varsa eğer bize de ondan olmuş olabilir bu bina için.
Binanın dışını inceledikçe gerçekten güzelliğini anlıyorsunuz ama bununla yetinmeyip içini de görmenizi kesinlikle tavsiye ederim. Hatta bizim gibi tatil zamanına denk gelmezseniz eğer; içeriyi gezmek için ödeyeceğiniz ücrete opera, konser ya da bale gösterisi izleyebilirsiniz. Denk gelmezseniz de 40 grivna gibi bir ücreti var sadece içeriyi gezmek için. Yalnız beklediğimden de küçüktü içerisi, boyut konusunda büyük beklentilere girmeyin.
Lviv Ermeni Katedrali ( Armenian Cathedral )
14. yüzyılda Lviv’e yerleşen Ermeniler tarafından inşaa edilen bu kilise şehrin önemli ve merkezi yerdeki yapılarından birisi. UNESCO’nun “Dünya Kültür Mirası” listesinde de yer alıyor. Asıl güzel olan kısım ise bulunduğu sokak, Ermeni Sokağı olarak biliniyor ve meydanın bir kaç arka sokağında bulunuyor. Biz Ocak 2018’de gittiğimizde tadilatta olduğu için içini gezemedik belki siz de gidince kapıdan bir bakarsınız içerisi nasılmış diye.
Virmenska Sokağı ( Virmenska Street )
Ermeni sokağı olarak bilinen sokağın asıl adı Virmenska. Hem görsel açıdan hem de bulunan tarihi yerler açısından çok güzel bir cadde. Ah şu evler biraz daha bakımlı olsa kim bilir ne kadar da güzel olacak diye aklımdan geçmedi değil o sokaklardan yürürken, hatta Prag’ı anımsatan sokaklardan bir tanesi de burası.
Potocki Sarayı
1880 yılında inşa edilmiş bu sarayda uzun yıllar boyu Potocki ailesi yaşamış. Saray şehrin gözde simgelerinden birisi ve günümüzde içi de gezilebiliyor. İçerisi Red Hall, Blue Hall, Mirror Hall şeklinde bölümlere ayrılmış ve aynı zamanda içinde sergi alanı da var.
İtalyan Avlusu ( Italian Courtyard )
İtalyan bir mimar tarafından yapılmış, giriş katında bir kaç masalık küçük bir kafesi olan üst katlara doğru da sevimli bir havası olan avlu burası. Girişi meydandan siyah ev hizasından 6 numaralı kapıdan. Bizi çevrimdışı harita biraz dolandırıp durdu da sonra tesadüfen karşımıza çıkınca bazen şu haritaların çok kompleks işler yaptığına söylenip durdum, o yüzden size direkt kapı tarifi vermek istedim. Zaten o sıradaki kapılara bakarsanız birden çok tabela olan bir kısımda yazıyor Italian Courtyard diye. Girişi 3 grivnaydı ve biz kışın gittiğimiz için ne kafe kısmı ne de avlu kısmında bir hareket yoktu. Bahar aylarında çok keyifli olduğuna dair fotoğraflar gördüm. Yine de sadece bir gezip, bir kaç fotoğraf çekip çıkmak için fena bir yer değil. Aynı zamanda içeride müze de var fakat onun bileti ayrı.
Lychakiv Mezarlığı
Mezarlığın gezilebileceği fikri 2017 yılında Seyşeller‘e gitmemle hayatıma girip, böyle bir şey de olabilirmiş dedirtmişti. Siz bugüne dek böyle bir şey düşünmediyseniz, bakış açınızı değiştirmek için Lviv’de adresiniz Lychakiv olabilir. Mezarlık olsa dahi ölülere saygıyla birlikte yaptıkları heykeller, mezar taşları inanılmaz ihtişamlı.1787 yılından beri var olan bu mezarlıkta hala yer var mıdır bilmiyorum ama gezmek için az bir ücret ödeyip gezebilirsiniz. Mechykova Sokağı, 33 mezarlığa gitmek için bulmanız gereken adres.
Kayıp Oyuncaklar ( Yard of Lost Toys )
Hem müze gibi hem unutulmuş oyuncak mezarlığı gibi açık alan bir yer burası. Zamanında unutulan 2 tane oyuncağı bir adam alıp “geri dönüp belki alırlar” düşüncesiyle buraya koymuş ve sonrasında fotoğrafta gördüğünüz hali almış. Biz gittiğimizde yağmur çiseliyordu ortalıkta kimse yoktu ama bazı gidenler giriş için para ödediklerini de söyledi, biz ödemedik. Bir apartmanın bahçesi gibi bir yerde, çocuk parkı var eski bir takım eşyalarla birlikte çokça oyuncak koyulmuş bir alan. Görmezseniz kaybedecek bir şey yok ama sadece düşünce adına yakınlardaysanız gidip görebilirsiniz. Mukachivska Caddesi 1 numara burayı bulabilmeniz için gereken adres.
Eczacılık Müzesi ( Pharmacy Museum )
Black House’a karşıdan baktığınızda hemen sol tarafta kalan bir eczane/ müze bu. 1735 yılında kurulmuş bir eczane hem de yan tarafını müzeye çevirmişler. Eczacılığa ve eczacılığın geçmişine dair farklı konseptlerde kısımları bulunuyor. İster sadece giriş kısmına girip, oradaki eşyaları görebilir isterseniz az bir ücret karşılığında asıl müze olarak düzenlenmiş kısmı gezebilirsiniz.
Arkhivna Sokağı
Burası bizim bir restoranı ararken rastlayıp, ne çok tabela var diye durduğumuz bir cadde. Tabii bizim ilgimizi çekmesi anormal değilmiş çünkü zaten bir anlamı var. Sinemayla ilgili olanların da hemen dikkatini çekecektir zaten burası çünkü KinoLev Film Festivali her yıl düzenleniyor ve düzenlendikçe sokak yeni bir tabela/isim alıyor. Ben gördüğümde 7 tane vardı. Bakıp geçmelik yerlerden ama bi’ farklı olunca yazmadan geçmeyeyim dedim.
Ivan Franko Parkı
Şehir parklarını çok seviyorum, Ivan Franko’da Lviv’in en popüler parklarından birisi. Zaten Ivan Franko üniversitesinin de çok yakınında ve merkezi bir konumda. Lviv’de bu şekilde yeşil alan çok var. Biz gittiğimizde hava ister istemez kış soğuğunda olduğundan her yer çok sakindi ama eminim güzel havalarda içinden geçerken durup dinlenmelik hatta belki küçük bir piknik yapmalık bile olabilir Lviv’in bu en eski parkı. Yayılın çimlere bakın keyfinize 🙂
Dominikan Kilisesi ( Dominician Church )
Lviv kilise ve katedral yönünden çok zengin ve en fotojenik olanlarından biri kesinlikle Dominician! İçi de dışı da görkemli. Museina meydanında bulunuyor ve neyse ki giriş ücretsiz.
ALIŞVERİŞ
Lviv’den ne almadan dönmeyelim derseniz bu konuda hemen hemen herkesin aklına ilk gelen alkol ürünleri dışında özellikle “almadan dönme” diyebileceğim bir şey yok.
✥ Alışveriş merkezlerinde bulabileceğiniz gerek popüler kozmetik markaları gerek Inditex’in mağazaları olsun Türkiye’yle hemen hemen aynı fiyatlara sahipler.
✥ Elektronik alışverişi adına da maalesef cazip fırsatlar sunan bir fiyat durumu yok çünkü çoğunlukla 2. sınıf ve 3. sınıf ülkelerde zaten elektronik hep daha pahalı, en pahalı olarak satılıyor. Ukrayna’nın da Türkiye’den pek farkı yok yani bu konuda.
✥ Lokal yerler ve açık pazarlar görmek istiyorum derseniz onlar için gezdiğim3yer söyleyebilirim;
1. Dominikan Kilisesinin arka meydanında bit pazarı gibi bir pazar kuruluyor. Hemen Lvivit tramvayının orası, kırmızı popüler sabit duran bir tramvay kendisi. Bu açık pazarda eski kitaplar, plaklar, kutular ve antika olup olmadığını bilemediğim çok fazla incik cincik bulabilirsiniz.
2. Opera binasının hem önünde boylu boyunca uzun bir pazar hem de sağ tarafındaki sokaktan girince küçük bir meydanda her gün kurulan bir pazar bulunuyor. Önünde kurulan pazar da hem yeme içme hem her türlü hediyelik eşya bulabilirsiniz, arka taraftaki ise sadece hediyelik eşya, tablolar, yelekler, ev içi ayakkabılar gibi şeyler bulabileceğiniz bir pazar.
3. Bernardine Kilisesi’nin bulunduğu ana yolun karşısına geçerseniz eğer lokal bir pazar yeri daha var. Sanırım orası da her gün kuruluyor. Hemen yanında da küçük bir alışveriş merkezi var. Sokakta ilk önce yerlerde bitki ve çiçekler var, sonra az biraz yürüyüp sağ tarafa dönünce yine bir çok hediyelik eşya, market, manav, et satılan yerler gibi çok seçenekli ve çoğu yere göre de daha uygun fiyatlı bir çok şey bulabileceğiniz üstü çoğunlukla kapalı bir pazar.
✥ Eğer şehir merkezinden alkol alacak ve uçakla dönecekseniz, bagaj hakkınız olup olmadığını kontrol etmeyi ve şişeleri koyduğunuz çantayı bagaja vermeyi unutmayın çünkü uçak içine alabileceğiniz sıvı sınırını büyük ihtimalle geçmiş olacaksınız ve şişeleri koyduğunuz çantayı uçak içine almak isterseniz çok büyük ihtimalle güvenlikte aldıklarınıza el koyarlar, aklınızda olsun. Pasaport kontrol sonrasında da Duty Free kısmında fiyatlar değişiyor ama yine de iyi fiyatlar var. Mesela vodkanın şişesi 3€’ya bulunabiliyor. (Ocak/18) Gidenler fiyat güncellemesi olarak yorum yazabilir.
✥ Olmazsa olmaz değil ama olur da görürseniz Roshen‘e uğramayı unutmayın. Kendisi Ukrayna’lı merkezi Kiev olan bir çikolata fabrikasının mağazası. İçinde çok fazla çeşit şekerleme, çikolata, kurabiye gibi şeyler bulabilirsiniz ve fiyatlar gerçekten uygun. İnce kutulu paketleri hediye olarak almak adına güzel seçenek, biz 2 kutu alıp hepsini kendimiz yedik. Hatta bir de Roshen’in Esmeralda adında kurabiye bisküvileri var ki onlardan alıp ülkeye dönmeden bitirdim. Fıstıklı olanı çok güzeldi. Sizin ağız tadınızı bilmediğimden tavsiye ederim diyemem ama elbet kendinize uygun bir şeyler bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok